صدقة
جهد المقل
50- Malı Az Olan
Kişinin Durumuna Göre Sadaka Vermesi
أنبأ عبد
الوهاب بن
الحكم الوراق
عن حجاج قال بن
جريج أخبرني
عثمان بن أبي
سليمان عن علي
الأزدي عن
عبيد بن عمير
عن عبد الله
بن حبشي
الخثعمي أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم سئل أي
الأعمال أفضل
قال إيمان لا
شك فيه وجهاد
لا غلول فيه
وحجة مبرورة
قيل فأي
الصلاة أفضل
قال طول
القنوت قيل
فأي الصدقة
أفضل قال جهد
المقل قيل فأي
الهجرة أفضل
قال من هجر ما
حرم الله عليه
قيل فأي
الجهاد أفضل
قال من جاهد
المشركين
بماله ونفسه
قيل فأي القتل
أشرف قال من
هريق دمه وعقر
جواده
[-: 2317 :-] Abdullah
b. Hubşi der ki: Nebi'e (s.a.v.): "En hayırlı amel hangisidir?" diye
sorulunca: "Şüphe barındırmayan bir iman, ihanet içermeyen bir cihad ve
gereği gibi ifa edilen bir hac'dır" karşılığını verdi.
"En hayırlı
namazlar hangileridir?" diye sorulunca: "Kunut'u (kıyamı) uzun
tutulan namazdır" karşılığını verdi. "En hayırlı sadaka
hangisidir?" diye sorulunca: "Malı az olan kişinin gücü nisbetinde
verdiği sadakadır" karşılığını verdi.
"En hayırlı hicret
hangisidir?" diye sorulunca: "Kişinin, Allah Teala'nın kendisine
haram kıldığı şeylerden hicret edip uzaklaşmasıdır" karşılığını verdi.
"En hayırlı cihad
hangisidir?" diye sorulunca: "Kişinin müşriklerle malıyla ve canıyla
yaptığı cihattır" karşılığını verdi.
"En hayırlı
öldürülme hangisidir?" diye sorulunca da: "Kişinin cihad ederken hem
kendisinin hem de atının kanının akıtılıp öldürülmesidir" karşılığını
verdi.
Mücteba: 5/58; Tuhfe:
5241.
Diğer tahric: Ebu
Davud (1325, 1449) ve Ahmed, Müsned (15401)
أنبأ قتيبة
بن سعيد قال
حدثنا الليث
عن بن عجلان
عن سعيد
المقبري
والقعقاع عن
أبي هريرة أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
سبق درهم مائة
ألف درهم
قالوا وكيف
قال كان لرجل
درهمان فتصدق
أجودهما
وانطلق رجل
إلى عرض ماله
فأخذ منه مائة
ألف درهم
فتصدق بها
[-: 2318 :-] Ebu
Hureyre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bazen bir
dirhemin sevap olarak değeri, yüzbin dirhemin değerini geçer" buyurdu.
Ashab: "Bu nasıl
olur?" diye sorduklarında: "Birinin sadece iki dirhemi vardır ve bu
iki dirhemden en iyi alanını sadaka olarak verir. Bir diğerinin ise çok malı
(parası) vardır ve bu malından yüz bin dirhemi alıp tasadduk eder. İşte böylesi
bir durumda geçer" karşılığını verdi.
Mücteba: 5/59; Tuhfe:
13057 .
Diğer tahric: İbn
Huzeyme (2443), Hakim (1/416), Beyhaki (4/181,182), Ahmed, Müsned (8929) ve İbn
Hibban (3347)
أنبأ عبيد
الله بن سعيد
قال ثنا صفوان
بن عيسى قال
أنبأ بن عجلان
عن زيد بن
أسلم عن أبي
صالح عن أبي
هريرة قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم سبق درهم
مائة ألف
قالوا يا رسول
الله وكيف قال
رجل له درهمان
فأخذ أحدهما
فتصدق به ورجل
له مال كثير
فأخذ من عرض
ماله مائة ألف
فتصدق به
[-: 2319 :-] Ebu
Hureyre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bazen bir
dirhemin sevap olarak değeri yüzbin dirhemin değerini geçer" buyurdu.
Ashab: "Ya Resulallah! Bu nasılolur?" diye sorduklarında:
"Birinin sadece iki dirhemi vardır ve bu iki dirhemden birini sadaka
olarak verir. Bir diğerinin ise çok malı vardır ve bu malından yüz bin dirhemi
alıp tasadduk eder. İşte böylesi bir durumdageçer" karşılığını verdi.
Mücteba: 5/59; Tuhfe:
13057.
Diğer tahric: İbn
Huzeyme (2443), Hakim (1/416), Beyhaki (4/181,182), Ahmed, Müsned (8929) ve İbn
Hibban (3347) Bir önceki hadise
bakınız.
أنبأ الحسين
بن حارث قال
حدثنا الفضل
بن موسى عن
الحسين وهو بن
واقد المروزي
عن منصور عن
شقيق عن أبي
مسعود قال كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يأمرنا
بالصدقة فما
يجد أحدنا
شيئا يتصدق به
حتى ينطلق إلى
السوق فيحمل
على ظهره
فيجيء بالمد فيعطيه
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إني
لأعرف اليوم
رجلا له مائة
ألف ما كان له
يومئذ درهم
[-: 2320 :-] Ebu Mes'ud
der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sadaka vermemizi isterdi.
Ancak sadaka olarak verecek bir şeyimiz olmadığı için çarşıya gidip hamallık
yapar, karşılığında aldığımız bir müd yiyeceği gelip Allah Resulüne (s.a.v.)
verirdik. O günlerde bir dirhemi bulunmadığı halde bugün yüzbin dirhemi olan
birini tanıyorum.
11159. hadiste yine
gelecektir. - Mücteba: 5/59; Tuhfe:
9991.
Diğer tahric: Buharı
(1416, 2273, 4669), İbn Mace (4155) ve Ahmed, Müsned (22346)
أنبأ بشر بن
خالد العسكري
قال أنبأ غندر
عن شعبة عن
سليمان عن أبي
وائل عن أبي
مسعود قال لما
أمرنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بالصدقة تصدق
أبو عقيل بنصف
صاع وجاء
إنسان بشيء
أكثر منه فقال
المنافقون إن
الله لغني عن
صدقة هذا وما
فعل هذا الآخر
إلا رياء
فنزلت { الذين يلمزون
المطوعين من
المؤمنين في
الصدقات والذين
لا يجدون إلا
جهدهم }
[-: 2321 :-] Ebu Mes'ud
bildiriyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sadaka vermemizi emredince
Ebu Akil yarım sa' yiyeceği sadaka olarak verdi. Başka biri de gelip ondan az
bir şey daha fazlasını sadaka olarak verdi. Münafıklar: "Allah Teala'nın
bunun verdiği sadakaya ihtiyacı yoktur! Diğeri de gösteriş için böylesi bir
sadaka vermiştir" deyince şu ayet nazil oldu: "Sadakalar hususunda,
mü'minlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını
bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları
maskaraya çevirmiştir. Ve onlar için elem verici azap vardır." (Tevbe 79)
Mücteba: 5/59; Tuhfe:
9991.
Diğer tahric: Buhari
(1415, 4668) ve Müslim (1018)